13 Kasım 2016 Pazar

Ali aksoy,  Akçadağ Darıca doğumlu.
12-06- 1994 yılında Sürgü yakınlarında 4 yoldaşıyla birlikte katledildi.Ali, Siyasal mücadeleye küçük yaşta  ilgi duydu. Yöre insanının kürt ve alevi olması  siyasal bilinci edinmesi için en önemli etken oldu.Ali Yoksul bir ailenin çocuğuydu. 5 kardeşlerdi. Yoksulluğun yokluğun buram burum koktuğu bir coğrafyada büyüyordu.O küçük yaşta  iş yaşamına başladı.  Marangozluk mesleğini yapmıştı.İstanbul da yaşamın kolay olmadığını  farkedince 1989 yılında Almanya'ya geldi. 

  Almanya Ali için bir okul işlevi gördü. Almanyada Oturum ve iş hakkı başlı başlına büyük bir sorun. Ekonomik nedenlerden dolayı Almanyaya gelen Ali’ye Almanya açık bir ceza evine dönüştü.

Kürt halkına baskıların , katliamların ve faili meçul cinayetlerin yoğunlaştığı bu süreçte 1992 yılının yılbaşı gecesi Duisburg’ta  yakın akrabalarıyla vedalaşan Ali  Bekaya gitti.

Ali,  1994  yılında Malatyanın  Sürgü kasabasında   askeri güçlerle girdiği çatişmada öldü.Aksoy ailesi  Alinin cenazesini almaya gittiğinde, Sürgü belediyesinin din görevlisi :“ cenazayi mezarda çıkarmayın ter temiz yıkandı, duaları okundu islami geleneklere uygun gömüldü “dediğinde  aile bireyleri“ Ha Kürecik ha Sürgü'nün toprağı“ diyerek  cesedi çıkarma konusunda ilkin   karasız kalmalarına rağmen daha sonra mezarı açmaya  ve cenazeyi  Darıcadaki  aile mezarlığına götürmenin doğru olacağına kanat getirdiler..  Mezarı açtıklarında korkunç manzara  karşısında   orda bulunan herkes  ürktü,  Bu da !!!!   Tek kelimeyle vahşet! Biri  bayan üç  erkeğin cesedi elbiseleriyle açılan çukura rast gele atılmış halde buldular.Cesetler tanınmaz haldeydi.

Ali nin cenazesini  alıp  Zöredamına  gelindiğinde kalabalık topluluğun arasında Bağde hanımın  yaktığı ağıtlar yeri göğu inletti. Kürecikte yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Ali; Yokluğa biat etmedi. Yollara düştü. Çözümün diyar diyar gidip anayurdunda  uzaklaşmada olmadığını farkettiğinde Kürtlerin ,Alevilerin   uğradığı haksızlıklara  ve inkar politikasına karşı bir duruş sergiledi. Bu   Duruşun bir bedeli vardır.  Bir ulusu ve bir inancı yok etmet istiyen muktedirlere karşı çıkmanın bedeli  yılarca hapıs yatmaktır, işkence görmektir.  katliamlara uğramaktır . Ali  bu karşı duruşun  bedelini  bilen bir eylem adamıydı. O, kendisi için ağır olan bu bedeli istiyerek ve gönüllü  yaptığını  başta onu Bekaya yolcu eden akrabaları ve tanıyan herkes söylemekte.
 Şan olsun! Sarışın  uzunboylu bu  delikanlıya!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder