ALBÜM ÇALIŞMASINDAN
Ali koca , Harunuşağı
Ali koca , Harunuşağı
Ali Ekber YAYLAGÜL, Dumuklu
Ali Aksoy, Darıca
Ali Haydar demirkaya , Çevirme
Aligül Taş, Kepez
Cafer Karahan,
Kepez
Cennet Değirmenci , Bekiruşağı
Elif Livan, Kör Süleyman ( Dorulova)
Erdal
kocakaya, Darıca
Ergün Harman,
Fatma Koyupınar, Bekiruşağı
Feride Harman, Dumuklu
Hasan Aydın , Tataruşağı
Hasan Başyurt , Kelanlı(Gürkaynak)
Hüseyin Cebe , Kepez
Hasan Çiçek , Kepez
Hüseyin Polat, Kepez
Hüseyin Kılıç , Kasımuşağı
Hüseyin Duman, Harunuşağı
Hüseyin duman,(2.)
Harunuşağı
Hasan Erkuş , Kelan(Gürkaynak)
Hüseyin Çaparoğlu, Harunuşağı
ismail yücel
İbrahim Dişkaya, Harunuşağı
İmam Aygün, , Şamişkan( Güneşli)
İsmail Kahraman, Kepez
İbrahim Polat, Çevirme
Kamber Çelik, Darıca
Kemal Özgül, Harunuşağı
Kemal Aygün
Mair Yücetaş, Şamişkan
(Güneşli)
Meryem
Hazar (Çolak), Harunuşağı
Münir Dişkaya, Harunuşağı
Mehmet Akdoğan, , Şamişkan (Güneşli)
Mustafa Sevil (hoca) , KörSüleyman ( Dorulova)
Mustafa Sevil (Cesur), KörSüleyman ( Dorulova)
Mustafa Kemal İnan,
Kelanlı (Gürkaynak)
Niyazi Tekin , Şamişkan( Güneşli)
Özgür Kılıç, Kepez
Özgür Şahin ,
Süleyman Pekdemir, Harunuşağı
Sakina Yaylagül , Dumuklu
Seyhan Yaylagül, Elbistan-
Dumuklu
Şefinur Tezgel, Bekiruşağı
Songül Erkuş, Kelanlı(Gürkaynak)
Ulaş Karaoğlan, Tataruşağı
Yücel Hazar, Kahyalı
İSYANI
OLMIYANIN RÜYASI OLMAZ!
Küreciğin tarihsel belleğini irdelediğimizde;
Osmanlı döneminde Kürecik halkı katliama uğramış, evleri yakılıp yıkılmış,
meydanında darağaçları kurulmuştur.
1914-1915 yılarında yüzlerce ev
yakılmış, binlerce insan evsiz yurtsuz kalmıştır. Kasımoğlu Memedali
Kösüleymanlı kalo ve eşi Altey ve arkadaşları
bu sürecin sonunda;ya idam edildi yada
katledildi. Yaşanan bunca felaketin sebeplerini; Osmanlı’ya asker vermemek, vergi vermemek, Ermeni halkına yardım etmek
ve yanı sıra Kürecik‘lilerin Kürt ve alevi olmaları olarak sıralayabiliriz.
Kısa özet olarak hafızaları tazeliyerek
ilerlersek; 1894-1895 yıllarında Dumuklu
Ali Olayı olarak bilinen katliamla yüzleşir Kürecikliler. Yaşanan bu
katliamın gerekçesi ise; ‘‘Yarin
yanağından gayri her şeyde hep beraber‘‘ düşüncesi üzerinde şekillenen
Alevi ‘‘Hakikatçıların“ Dumuklu Köyü’ndeki yaşam felsefesidir. Bu felsefenin
yarattığı toplumsal dönüşüm ve paylaşım; Kürecik halkında büyük bir manevi
değer yarattı. Bölge insanının, ‘‘Eline, beline, diline“ sadık kalma felsefesi,
kuşaklar arası bağ kurmada önemli bir işlev gördü. Burjuva-feodal değer yargılarının
insan ilişkisini tahrip edici yaşam tarzına rağmen halen Kürecik halkında
varlığını sürdüren manevi güç, işte bu felsefenin bir sonucudur.
Tarihsel süreci biraz daha geriye doğru
sararsak Kürne ve Kürecik halkının1744-1765-1839- 1848-1849 yıllarında
Osmanlı’ya başkaldırısının yanısıra; 1813 Veli Paşa olayında da Kürecikliler
ağır bedeller ödedi. Osmanlı‘nın merkezi oteritesinden kaçan Veli Paşa’nın
Kürecik’e gelerek Kasımoğlu ailesinden yardım ve sığınma talep etmesi,
Osmanlının hışmına uğrıyacaklarını bildikleri halde Kürecik’lilerin bu talebi
reddetmeyişleri geleneksel misafirperverliğinin bir sonucuydu.
Yıkılan Osmanlı İmparatorluğu‘nun yerine
kurulan farklı ulus ve milliyetlerin yaşadığı Türkiye Cumhuriyeti‘ni ise şöyle
özetliyebiliriz:Cumhuriyet dönemi, özü itibarıyla İttiat ve Terakki’nin ‘‘Tek Dil, Tek Millet,Tek din“ anlayışı
üzerinde şekillendi. Çünkü;1921 Anayasa’sı olarak bilinen ve 23 maddeden oluşan
farklı kimlik ve inaçları gözeten anayasa, 1924 yılında rafa kaldırıldı.
Kurulan İstiklal Mahkemeleri‘nde idam kararları verilip muhalifler tasfiye
edildi. Bu topraklarda yaşıyan herkesin Türk ve sünni olarak tanınması, Dinayet
İşlerinin bu dönemde kurularak başına da Ankara Müftüsü Börekçizade Mehmet
Rifat Efendi getirilip Kürtlerin,
Arapların, Çerkezlerin, Lazların, Ermenilerin yok sayılması; başta Alevi inancı
olmak üzere diğer inanç topluluklarının sünnileştirme politikası ile dinsel
ritüeller eşliğinde Türkleştirme politikası hızlandırıldı. Türkleştirme ve
sunnileştirme politikasında Kürecikliler de nasibini aldı. Kürecik halkı uzun
bir süre savunmasız bir şekilde devletin resmi ideolojisinin etkisi altında
kaldı.
Kürecik 68 kuşağı için bir
laburatuvar!
1968 kuşağının sosyalistlerini
Kürecik halkıyla buluşmaya iten temel sebeplerden biri, Kürt ve Alevi olmaları
diğeri ise, yöre insanının tarihsel derinliğindeki misafirperver, baş eğmez ve
mücadeleci kimliğidir. 68 kuşağından İbrahim Kaypakkaya, Sinan Cemgil ve
yoldaşları bu tarihsel zenginlik üzerinde sosyalist fikirlerini inşa etmeye
başladılar. En yaşlıları 25 yaşında olan bu fikir ve eylem adamlarının
öngörüleri Kürecik ve yöresinde toplumsal bir zemin bulurken; bu toplumsal
zemin üzerinde yükselen devrimci fikirler Kürecik’in sınırlarını aşıyordu.
Devletin zorba, inkarcı ve katliamcı politikası yoğunlaştıkça Kürecik halkı da
bedeller ödeme pahasına devrimci demokratik değerlerine inatla sahipleniyordu.
Niyazi Tekin, Küreciğin ilk sosyalist genciydi. Cennet Değirmenci İşkencede katledilen ilk kadın devrimciydi.
Feride, Fatma, Hasan, Sakine, Songül,……. İsimleri
farklı idialleri aynı olan, yitirdiğimiz bu devrimciler Küreciğin tarihsel
belleği ve değerlerimizdir.Yazının başlığına taşıdığımız; İSYANI OLMIYANIN
RÜYASI OLMAZ anlam ve önemi hatıraları
gün yüzüne çıkarmakla mümkündür.
Bu
nedenle ; Avrupa- Kürecik halk insiyatifi olarak;Hazırladığımız Albüme
sizlerinde katkılarını bekliyoruz.Elinizdeki Fotograf, mektup, anı vb. Hatıralarını
bizlere ulaştırmanın yanı sıra; Yapılan yanlışların ve görülen eksikliklerin
bizlerle paylasılmasını istiyoruz.
Asaf Demirhan –Haziran 2017, Dortmund
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder